Utku Oztekin

Personal WebPage

STEM ve Maker Hareketi

STEM Yazı Dizisi – 11

STEM ve Maker Hareketi: Her şeyi biz yapacaksak Mühendislere Ne Gerek Var(?)

İşte en çok reyting toplayan konuya geldik. STEM ve Maker, MakerSTEM, STEMaker vs. uzayıp giden güzel isimler zinciriyle başlayalım da Google aramalarında sayfa görünürlüğü artsın 🙂

Maker hareketi bu dünyanın başına gelen en güzel şey, bunu kabul edelim. Ama çok da yeni bir şey değil aslında. Benim dedem mesela, ütü tamir ederken arttırdığı malzemeler ile tost makinası yapardı. İşin esprisi bir yana  evdeki hafif hasarlı ürünleri tamir etme bahanesiyle yola çıkıp iyice bozmak bizde ata sporu olarak kabul edilebilir. Tahmin ediyorum hepimizin etrafında en az bir örnek vardır.

Maker hareketi konusunda çok daha tecrübeli isimler (bkz. Ahmed Bahadır Hocamız) bizi aydınlatacak ve yolumuza ışık tutacaktır. Yaptığım kısa bir araştırma da D.I.Y (do it yourself, kendin yap) ve maker hareketinin ortak çıkış noktasını gözlemleme imkanım oldu. Bizde ustalık gerektiren işlerde pazarlığın ilk aşamasında “e canım işçilik de almayıver” dediğimiz durum özellikle ABD ve Avrupa’da bir tamirat-tadilat sürecinin en büyük masraf kalemini oluşturuyor. Daha önemlisi ülkemizde son yıllarda yaygınlaşan Yapı Marketleri, özellikle ABD’de çok daha uzun süredir faaliyet gösteriyor ve ürün gamı hammadde bazında çok geniş tutuluyor. Durum böyle olunca bizim dedelerimizden de esinlenerek ben ustaya bu parayı vereceğime kendim yaparım demiş ABD’li vatandaş. Sonrasında da “bak kendi çatımı kendim tamir ettim.” Diyerek hem tasarrufu hem de becerisiyle övündüğü YouTube kanallarının yolunu tutmuşlar.

Dolayısıyla buradaki ilk durağımız Maker Hareketinin Robotik’ten ibaret olmadığıdır. O nedenle bir robotik atölyesi ile maker atölyesini birbirine karıştırmamak gereklidir. Robotik maker hareketinin bir kolu olarak son yıllarda büyük gelişim göstermiştir. Bunda açık kaynaklı program ve ürünlerin etkisi yadsınamaz. Uzun lafın kısası özellikle Arduino hepimizi “robotçu” yaptı. PIC programlamaya, entegrelere çok bulaşmadan modüller, kartlar aracılığı ile ilerleyen süreç, bu işe meraklı ilkokul öğrencilerinin dahi proje geliştirmesine olanak tanıdı. Çok da iyi oldu.

Robotik, STEM’in de çok sevdiği bir alan olduğu için bu tartışmayı son bölüme bırakıyorum. Ancak STEM-Maker kardeşliği ve düşmanlığı üzerine söyleyecek birkaç şey var gibi duruyor.

 

Özellikle STEM alanında emek harcayan bazı akademisyen hocalarımızın, Maker hareketini -akademik olarak- eksik görmesi dolayısıyla da “yetersiz” ya da “eğitsel olarak anlamsız” olarak gördüğü yazılarını okuma imkanım oldu. Hocalarımızın gerekçelerinden bağımsız olarak, kendi okulumda çalıştırdığım veya çalışmalarını gözlemlediğim atölyeler ile ilgili en büyük gözlemim: bu odalar, odacıklar öğrenciler okula gelme sebebine oluyor. Meslek liselerinden özel kolejlere kadar tüm kurumlarda okuldan uzak duran ve hatta kaçan öğrenciler için önlemler alınırken, bu atölyelerden gece saat 22 (iyimser haliyle) olduğunda öğrenciyi nasıl çıkarırız diye düşünen öğretmenler gördüm ve onlardan biri oldum.

Sonuç olarak STEM ile Maker birbirinin aynısı süreçler değildir. İkisinde de öğrencinin işin merkezinde olması dolayısıyla bir tutulmaları ise eğitim sistemlerinin geçmiş tecrübesine dair ayıbıdır. Atölyelerde geçerli Make, Fail, Learn (Yap, Hata Yap, Öğren) yaklaşımının sınıf ortamı için planlanabilirliği, uygulanabilirliği ve sonuçlarının öngörülebilirliği konusunda haklı şüpheler mevcut. Ancak biliyoruz ki Maker atölyelerinin bir büyüsü var. Öğrenciyi alıp içine hapseden ve oradan çıkmak istemeyeceği bir bir bağımlılık yaratan bu büyü, bizim STEM için kullanabileceğimiz yöntem, çerçeve ve araç gereçlerin neredeyse tamamında geçerli olan öğrencinin kendini sürece, kendi isteği ile dahil etmesi adımını karşılık geliyor.

Tüm bunların ışığında STEM ile Maker hareketini birbirine eş tutmak kadar, tamamen ayrıştırmak birini diğerinden daha kıymetli görmek de yanlıştır.

Maker hareketi, kendi gözlemime göre, insanda bir kültür değişimi yaratır. Kişi öğretmen olsun olmasın, araştırmayı alışkanlık haline getirir. Bilmiyorum demek ve bilmediğini senden küçük ya da büyük birinin yardımıyla, ya da biri ile beraber araştırmak ayıplanacak bir şey olmaktan çıkar. Robotik örneğinden devam edelim. İlk başta bir led yakarsınız, sonra motor bağlarsınız ve gün gelir kendi akıllı evinizi yaparsınız. O sırada, başka bir şeyleri merak etmeye başlarsınız. Emin olun bu süreçte ilerledikçe, branşınız ne olursa olsun öğrencilerinize anlatacak, dersinizle ilişkilendirecek onlarca örnek biriktirirsiniz.

Sırf bu nedenle bile olsa ben her öğretmenin Maker olmak için çaba sarf etmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de öğrencilere mühendislik tasarım süreci üzerinden becerileri kazandırmayı istiyorsak, mühendis olmasak bile “mühendisçilik” oynamanın çocukların süreçlerini anlamamıza, ufuklarını genişletmek için fayda sağlayacağını düşünüyorum.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *.

*
*
You may use these <abbr title="HyperText Markup Language">HTML</abbr> tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>